İlçemizin barındırdığı doğal güzellikleri ormanları barajı ve tabiat zenginliklerin yaşadığım süre zarfında keşfettikçe daha da önemini anlıyor, daha farklı gözle bakıyorum. Bu hafta benim için dolu dolu geçti diyebilirim. İlçemizin önde gelen kurumlarından olan ve bölgede de en aktif işletmeler arasında olan Vezirköprü Orman İşletmeleri Müdürlüğü ile bir projenin kamera çekimleri için sahaya onlarla birlikte çıktık. Bizim işimiz görüntülemek kayda almak ve sonrasında bunları size en güzel bir şekilde kurgulayıp izletmek. Bizde bu güzel projeye kayıtsız kalmadık ve ekip arkadaşlarım kameraman Uğur Ceylan ve müzisyen arkadaşım Mehmet Özvatan bize yardımcı olarak aramıza katılan Yaşar kardeşimle birlikte ilçemizin farklı bölgelerinde kamera başına geçtik. Kunduz ormanlarından, Alancık’a, Şahinkaya Kanyonu’ndan Vezirsuyu’na ilçemizin bir çok doğal tabiat alanlarında çekimler gerçekleştirme fırsatımız oldu. Daha önce hiç bu kadar orman manzarasını uzun süreli olarak yaşamamıştım. Dört mevsimi bir günde yaşamış misali kah Kel Tepe’de kar manzarası aynı günde Vezirsuyu Tabiat Parkında bulutlu güneşli bir hava Kunduz’da sararan yaprakların vermiş olduğu bahar havası hepsini neredeyse tabiri yerindeyse dört mevsimi yaşamış olduk. İşte ilçemiz bu kadar güzel ve bu kadar önemli bir değere sahip. Tabi bazen piknikçilerimizin ardında bıraktığı piknik atıklarını da görmedik değil. Bu da bizi üzen bir durum oldu.
Yeşilin maviye vurduğu, Alancık bölgesinde gerçekten gördüğüm manzara beni cezbetti. Yukarıdan baktığınızda gökyüzünün baraj suyunu maviye boyadığını, ayna gibi size yansıdığını görürsünüz. Orada bir ağaç vardı tek başına, bir kayanın yanında uzanmış ve sanki o bölgenin sancağı misali dimdik ayakta, ona bakan mavimsi suyu ve onun üstünde uçan kuşları, ardında koşan Karaca’ları selamlar gibiydi. Keltepe’ye çıktığımızda kar o sabah yeni yağmış, ayağımı her basışımda pamuk misali ezilen kar tanelerinin örttüğü yollar tepeler ağaçlar her yeri beyaza boyamıştı. Gözünüzün alabildiğine beyaz gördüğü o yerde sanki bir boşluktasınız ve sadece yanınızdaki insanlar var her yer bembeyaz ama sadece hayatın renklerini taşıyan sizsiniz. Demek istediğim beyaz bir tuvalde sanki çizilen o resim sizsiniz gibi bir izlenim bıraktı bende.
Daha önce hiç bu kadar tabiatla baş başa kalmamıştım. Kameramın vizörüne her bakışımda farklı bir güzellik ararken her yeni bir bakışta farklı bir güzelliği görmek mümkündü orada. Hazan sarısına boyanmış yapraklar ve onun yanında hala yeşilini koruyan irili ufaklı çam ağaçları her ikisi de kendi ihtişamını bizlere sunarcasına yapraklarını sallayarak duruyordu. Daoğanın bize sunduğu görselin yanında pek tabi başka ikramları da var. Bol oksijen temiz hava. Orada sanki bambaşka bir yerdesiniz. Aldığınız nefes sizi yeniden hayata gelmişsiniz gibi yeniler bir haz uyandırıyor.
Ormanlar sadece odun ham maddesi üretimiyle değil, sunduğu sosyal koruyucu ve çevresel faydaları ile de ülkemizin en önemli can damarlarındandır. Doğal güzellikleri ve sundukları çeşitli fonksiyonları ile moral ve ruh sağlığımıza olumlu etki yapan, topraklarımızın, suyumuzun ve havamızın sigortası olan, yüzlerce çeşitli canlıyı, yaban hayatını, sevdiğimiz sincapları, geyikleri içinde barındıran, hava kirliliğini, gürültüyü önleyen ormanlar değil mi? Ormanlarımızın tüm canlılar için gerekli bu hayati yararlarının sürekli olabilmesi için onları çok iyi korumalı ve geliştirmeliyiz.
İlçemizde bulunan orman bölgeleri bizim sağlımız açısından önemli olduğu kadar bizim sosyal hayatımızda da etkin rol almakta. Kullandığımız kalemlerden tutun kağıtlara üzerinde oturduğumuz mobilyalardan tutun günlük hayatta kullandığımız her şeyin bir parçası olan ahşap malzemelerin oluşmasında büyük rol oynar. Ormanlar bize her şeyi veriyor. Fakat bu tüketimin yerli yerinde bilinçli bir şekilde alınması için üzerinde büyük sorumluluk sahibi olan orman işletmeleri de işte tam bu noktada devreye giriyor. Kuruyan ağaçların tespiti ve yerine genç fidanların dikimi yeni dikim alanları keşfi ve yeni fidanların toprakla buluşmasında büyük bir görev alan orman işletmeleri bu görevlerini titizlikle ve özenle yerine getiriyor. Bizim de bu hafta onlarla yapmış olduğumuz çalışma sayesinde yakından tanıma fırsatımız oldu. Ayrıca bizim ormanların korunmasında ki önemi daha ciddi bir bakış açısıyla bakmamız gerektiğini anlamış olduk.
Ormanlar, Dünyamız için oksijen kaynağı olurken bir yandan da iklimlerin düzenlenmesine ve küresel ısınmaya karşı bir silah niteliği taşımaktadır. Ağaç toplulukları olan ormanlar bulundukları ortamın havasını temizlemekle kalmıyor bir yandan da bulunduğu bölgenin yağış almasını sağlıyor. Ormanların içerisinde en çok bulunan ağaç türü meşe ağacıdır. Ormanda bulunmak insanların ruh sağlığını iyileştirir, huzur verir.
Dünya nasıl nefes alıyor hiç merak ettiniz mi? Bu soruya “Ormanlar sayesinde” şeklinde cevap vermek yanlış olmaz. Ormanlar dünyanın en önemli oksijen kaynaklarındandır. Orman belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlardan, çalılardan, otsu bitkilerden, mantarlardan, mikroorganizmalardan ve hayvanlardan oluşan, doğal bir kara ekosistemidir.Yeryüzü için birçok faydası bulunan yemyeşil ormanlar çok sayıda ağaç barındırır. Her bir ağaçtaki yaprak sayısı düşünüldüğünde ağaçların neden çok büyük bir oksijen kaynağı olduğu anlaşılabilir.
Yeryüzünde karaların %31’i ormanlarla kaplıdır. Ormanların %47’sini tropik kuşak yağmur ormanları, %9’unu ılıman kuşak tropikal yağmur ormanları, %11’ini ılıman kuşak geniş yapraklı ormanlar ve %33’ünü tayga olarak da bilinen iğne yapraklı ormanlar oluşturur.
Ormanlar yeryüzündeki yaşamın sürekliliği açısından hayli önemlidir. Ormanların atmosferdeki gazların dengesinin korunmasında önemli etkileri vardır. Ağaçlar güneş ışığı yardımıyla suyu ve karbondioksidi fotosentez sonucu besine (örneğin glikoza) dönüştürürken atmosfere oksijen salar. Yetişkin bir çam ağacı 40 insanın bir saatte havaya verdiği karbondioksidi bir saatte oksijene dönüştürebilir.
Bir yaprağın içinde bulunan, gözle görülemeyecek kadar küçük, çok sayıda gözenek (stoma olarak isimlendirilir) hava ile gaz alışverişi yapar. Bu nedenle yapraklardaki stomalara minik akciğerler demek yanlış olmaz.
.png)
Commentaires