top of page


Değerli okurlar bu hafta yazımda sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var. Adı Nepotizm nedir bu Nepotizm? Hepimizi yakından ilgilendiren ve hepimizin aslında aşina olduğu ve özellikle iş dünyasında olsun, siyasette olsun toplumsal kurum ve kuruluşlarda olsun her yerde karşımıza çıkan, adaletsiz bir sistemdir bu Nepotizm. Nepotizm günümüzün toplumsal bir sorunu haline gelmiştir. Latince "nepot" kelimesinden türeyen nepotizm nedir?

İş yaşamında, bazı kişilerin sırf o iş yerindeki birinin tanıdığı olması sayesinde işe alınması durumu yani adam kayırma, akraba kayırma anlamına gelir. Nepotizm kelimesi köken olarak, Rönesans öncesi Katolik papaların yeğenlerini kilise içinde kardinallık gibi önemli pozisyonlara getirmelerine dayanmaktadır. Latince'de yeğen anlamına gelen "nepot" kelimesinden türemiştir. Günümüzde ise iş yaşamında sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Türk Dil Kurumu, bu kavramı arkadaş veya akraba kayırma" şeklinde açıklamıştır. Nepotizm kavramı, günümüzde akraba ve yakınların aynı işletmede işe alınması şeklinde ele alınmaktadır. Ayrımcılık içeren alımlar bir kimsenin beceri, kabiliyet veya eğitim düzeyine bakılmaksızın istihdam edilmesi yönündedir. Nepotizm kavramı öznel bir şeklide yapıldığından dolayı genellikle mağdurlar yarattığı düşünülmektedir. Aynı zamanda bu ayrımlar örgütsel ilişkilere de zarar verebilir. Bu ayrımcılıkların kişileri yükseltici veya ayrıcalıklı bir konuma getirmesi durumunda diğer insanlar tarafından memnuniyetsizliğe neden olacağı belirtilmektedir.

Nepotizm kavramı, Türkçe'de kayırmacılık olarak kullanılsa bile aslında kayırmacılıktan daha azını ifade etmektedir. Görülen kayırmacılıklarda tanıdık, eş-dost kayırmacılığı için daha çok “kronizm”, siyasal ve dinsel kayırmacılık için “patronaj” ve iktidara ve seçmen kesimlerine yönelik kayırmacılık için de “klientelizm” terimi kullanılmaktadır.

Günümüzde de sıkça uygulandığı gözlenen bu terimi özellikle son günlerde siyasi partiyi temsil eden belediye başkanlarının da ulusal basına yansıyan haberlerinde görmeye başladık. Halk arasında konuşulan ve bildiğimiz bu tip kayırmacılık, adamcılık gibi durumların belediye gibi bu tip kurumlarda daha çok karşılaşılması ve her gelen yeni yönetimin bunu yapması da polika statejisi mi yoksa ardında farklı nedenlerin mi yattığını da sorgulamaktayım. Yerel seçimlerde bir adayı destekleyen grupların, o adayı bir menfaat çerçevesi içerisinde mi yoksa davalarını savundukları o partilerin seçim kazanması için mi canla başla çalıştıklarını ve desteklediklerini de sorgulamışımdır hep.

Geçtiğimiz günlerde ulusal televizyon kanalına düşen bir haberde Samsun İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş'ın kayınbiraderini başkan yardımcısı yaptığı ve bir kaç yeni danışman aldığı bunların içlerinden çaycı ve şoförlük yapan kişilerin basın danışmanı olarak işe başladığı haberlerini üzülerek izledik. Haberin yalan ya da doğru olduğu konusunda da pek emin değilim çünkü artık basın öyle bir hal aldı ki, herkes her şeyi yazabiliyor kalem savaşları çıkabiliyor, kim daha güçlüyse o daha çok konuşuyor ya da konuşturuluyor bu da ayrı bir tartışma konusu aslında.

İşin ehli olan insanları bulmak ve verimli çalışabilecekleri doğru pozisyonlarda onları değerlendirmek işin en doğrusudur. Günümüzde işinin ehli olan insanı bulmak pirinç çuvalı çinden taş ayıklamaya benzese de doğru olan eylem bu olmalıdır. O taşı bulmak ve o taşı tabiri caizse gediğine koymak demektir. İşinin ehli kişi; sorunu belirler, ihtiyacı tespit eder ve gerekli müdahaleyi yapıp, sorunu çözer. Bir sorununuz olduğunda, yolunuz işinin ehli bir kişiye düşerse, işin ehli kavramının, ne demek olduğu çok daha net anlaşılır. Önceden işinin ehli bir kişiye yolunuz düştüyse, o vakit zaten birbirinizi, anlıyorsunuz demektir…

Nepotizm yoluyla işe alınmış kişilerin alındıkları iş pozisyonunda belki tecrübe sahibi olabilirler fakat ne kadar verimli olacağı tartışılır. Çünkü azmetmeden gelinen pozisyon yada makamın kıymetinin pek bilinmeyeceği kanaatindeyim. Hani bir tabir var, tırnaklarımla kazıya kazıya geldim... İşte bunu yaşamayan bulunduğu mevkinin değerini pek fazla bilemez. Bir de işin içine güç dengesi girdiyse, yani belli bir gücün etkisiyle o kişi oradaysa bir müddet sonra güç zehirlenmesi olacak ve kişi verimli çalışmayacaktır.

Yüce kitabımız Kuran'da Nisa Suresi 58. aytte ''Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğütler veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işitmekte, her şeyi görmektedir''. der. Bunu unutmadan yaşamak ve ismimizi bildiğimiz kadar en az bunu da aklımızın bir köşesinde hayat felsefesi olarak bulundurmalıyız. Sevgilerimle kalın sağlıcakla....

Comentários


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube
bottom of page