top of page

Kekeme olduğunu ilkokulun ilk gününde akranlarının konuşmasıyla dalga geçmesiyle anladı. Ama o konuşmayı çok seviyordu ve en büyük hayali haber spikeri olmaktı. Bu hedef doğrultusunda iletişim okuyan Seda Fırın, YouTube’da Kekele TV’yi kurdu. Şimdi binlerce kekemeye cesaret veriyor.

ARAŞTIRMALARA göre Türkiye’de 1 milyon kekeme yaşıyor. 27 yaşındaki Kayserili Seda Fırın da onlardan biri. Annesi ve ablası da kekeme olan Fırın, üç yıldır emek verdiği Kekele TV’de binlerce kekemeye umut oluyor. Genç kız aynı zamanda bu yıl Sabancı Vakfı’nın Fark Yaratanları’ndan biri seçildi. Kayseri’de ailesiyle birlikte yaşayan Fırın’ın hikayesini kendisinden dinleyelim:

AİLECE KEKEMEYİZ

“Kekemelik bizim ailemizde genetik bir durum. Annemde de ablamda da hatta anneannemde de var. Babam işçi, annem ev hanımı. Ailemde kekemelik olduğu için bu konuda bana büyük bir hassasiyetle yaklaştılar. Çocukluğumda dil ve konuşma terapisi yaygın değildi. Ailem kekemelik meselesini bana yaratıcı ve renkli bir şekilde anlatmaya çalıştı. Bende bir farklılık olduğunu biliyordum. İlkokula başladığım ilk gün hoca sınıfa girdi, ‘Herkes kendini tanıtsın, sonra herkes tekrarlasın’ dedi. Herkes ismini söyledi, sınıfça tekrarladık. Bana gelince ben bir heves ismimi söyleyeceğim ama s harfini uzatarak “Sssseda” dedim. ‘Evet arkadaşlar tekrar edelim’ deyince benim kekemeliğimi taklit ederek ‘Sssseda’ dediler ve ardından müthiş bir kahkaha koptu. Veliler bile gülüyordu. Ben de saklandım, ne olduğunu anlayamadım çünkü evde de ismimi böyle söylüyordum ama kimse bana gülmüyordu. Hoca anneme ‘Seda’da kekemelik’ var dedi. Ben bunu duyunca korktum. Kızamık gibi bir hastalık mı diye düşündüm. O gün okuldan eve gelince kapanıp ağladığımı hatırlıyorum. ‘Bana şurup verin, ilaç verin geçsin’ diyordum.”



SPİKER OLMAK İSTİYORDUM

Seda Fırın kekemelikle ilgili ilk ayrımcılığı okulun ilk gününde böyle yaşamış. Daha sonra ise televizyonlardaki spikerlere büyük bir ilgi duymaya başlamış: “Ben aslında konuşmayı çok seven bir çocuktum. Evde sürekli Haber kanalları açıktı. Spikerler çok güzel konuşuyor, hiç takılmıyorlardı. Ben, ablam ya da annem gibi değillerdi… Annemin dikkatini çekmiş. ‘Bu çocuk çizgi Film değil, ha bire haber kanalı izliyor’ diye. Bir gün bana, ‘Kızım niye bu kadar çok haber izliyorsun’ deyince ben çok zorlanarak ‘Anne ben de böyle konuşmak istiyorum’ demiştim. O da bana ‘Eğer spiker olmak istiyorsan iletişim okuyacaksın’ dedi. Annem o anda beni avutmak için bunu söylese de henüz ilkokuldayken benim aklıma iletişim okumak yerleşti.”



Liseye geldiğinde içine kapanık bir çocuk olduğunu anlatan Seda Fırın, kendini geliştirmek için pek çok alanda çalışmış: “Zoraki Kral diye bir film vardı. Kekeme bir kralın öyküsünü anlatıyordu. Bir arkadaşım dedi ki ‘Buradaki karakter bir şeyler yapıyor sen ise içine kapanıyorsun.’ Ben bu düşünceyle konuşmamın üzerine gitmek için pek çok iş denedim. Anketörlük yaptım, sokakta adres sordum, müşteri hizmetlerini aradım, pazarlamacılık yaptım. Çok kez kovuldum, insanlar ‘Seni mi bekleyeceğiz’ diyordu. Ben böyle kendimi deneye deneye iletişim okumaya karar verdim. Kaybedecek bir şeyim yoktu.”


HURAFE YÖNTEMLERE İNANMAYIN

Kekele TV’de kekemelikle üzerine hurafelerle ilgili yayınlar yapmak istedim. Bir arkadaşımın ailesi, akrabaları ve komşuları bir WhatsApp grubu kurmuşlar, sürekli hurafelerle arkadaşımın kekemeliğiyle ilgili çözüm bulmaya çalışıyorlar. Yok bitki çayları, yok kanaryanın kuyruğundan tüy yut gibi böyle tuhaf inanışlar var… Arkadaşım benden rica etti, ‘Hurafelerle ilgili bir yayın yap bu gruba bunun linkini atıp kendim gruptan çıkacağım’ dedi, söylediğini yaptık. Bu kanal zamanla insanlara, bunun bir hastalık olmadığını, bir mizah unsuru da olmadığını anlatan bir dayanışma grubu halini aldı.



Comments


  • Instagram
  • Facebook
  • Twitter
  • YouTube
bottom of page